10 Ağustos 2010 Salı

küçük bir resim işte ...

bugün bir resim çarptı gözüme bazı defterleri karıştırırken.
eskilerden kalma küçük bir resim işte.
henüz büyümediğim zamanlardan kalma masum bir beden.
mutluluk ve onu keşfetmenin yansıdığı bakışlar, hayata umut dolu bakan gözler bir de ben.
önce dokundum resme.
birden her şey canlanıverecek gibi hissettim.
içimi bir sıcaklık kapladı birden.
yeniden ben olacaktım. o masum çocuk gelecekti geriye.
gözlerimi kapadım ve çektim ellerimi resmin üzerinden.
tekrar baktım dokundum o resme. resim de büyümüştü artık.
uzaklaştı bana bakan gözler resimde bile.
kaçırır oldu bakışlarını. ve sordu :
bana neden bunu yaptın?
yutkundum cevap veremedim.
neden büyüdüğümü söyleyemedim ona.
masum kalmanın imkansızlaştığını, hayallerin gerçekten uzaklaştığını ve artık canının sadece oyun oynarken düşüp dizini kanattığında yanmayacağını anlatamadım.
canını acıtan şeylerin ondan birer parça koparıp götüreceğini, eskiden eğlenmek için oynadığı oyunların kalmadığını şimdi her oyunda herkesle birlikte onun da kaybedeceğini ve kazananın hep oyunbozanlar olacağını bilmesini istemedim.
kaldırdım resmi küçük bir çekmeceye.
belki de hayatın sadece oradan ibaret olduğunu göstermek istedim ona.
içim elvermedi üzülmesine, sakladım onu.
bir daha görmemek üzere
bir daha o halime dönmemek üzere.
sadece keşke diyemedim ya ona keşke o halimde kalabilseydim diye.
ona üzüldüm.
bir de soramadım ona. benimle oynar mısın diye ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder