4 Ağustos 2010 Çarşamba

aynalardan kaçarken

Aynanın önünde durdum ve baktım kendime.
Ne yapmıştım birden böyle. Neden yapmıştım bunu. Bilmiyordum.
Yanlış ile doğru arasında ne fark vardı ki? İki ayrı uç nokta sadece.
Ne yaptığı mı hala idrak edemiyordum. Aynada kendime bakamıyordum.
Benim odam değildi. Arkamda başka bir yatak, başka bir kadın. Başka bir oda başka bir hayat.
Evet arkamdakilere bakıyordum. Arkamda olanlar ve arkamda bıraktıklarım.
Odam nasıldı benim. Dün nerede kalıyordum. Buraya nasıl geldim. Bu kadın kimdi ve daha da önemlisi neden benimle aynı yatakta yatmıştı.
Bu fuarda ne arıyordum. Neden son zamanlarda ondan kaçmak istiyordum.
Sorunlarımızı büyütmek bana kolay gelir olmuştu. Kaçmak ise her şeyden daha basitiydi.
Yüzümdeki kırışıklıklara neden olan, saçlarımı beyazlatan sorunlar gerçekten tüm bunlara değer miydi?
Bunlar gerçek sorunlar mıydı, yoksa benim kafamda ürettiklerim mi?
Geçmişimde bıraktıklarım peşimden gelmeye devam ediyordu.
Ayna da bana bakan gözler beni değil geçmişimi gösteriyordu.
Ben aynaların sadece beni gösterdiklerini sanırdım. Keşke hep öyle kalsalardı.

2 yorum:

  1. biraz daha genişletirsen cümleleri,noktalamayla heyecan verirsen daha da güzel olacak sanki...

    YanıtlaSil
  2. bu aslında bu yazının tamamı da degil henüz bilgisayara aktarmaya üsendigim icin bu kadarı var. ancak bilgisayara tamamını aktardıgım zaman önerilerini dikkate alırım :D

    YanıtlaSil