2 Haziran 2011 Perşembe

Yüklemsiz Öznesiz Zarfsız Zamansız

Geçmişime saklanan bir kaç kelepir cümle ürpertti içimi bugün

Önce çarptı yüzüme sözde kalmış öznelerinin boşluğu
O boşlukları zamanın kırıntılarıyla doldurdum
Sonra geçmişin avuntusuyla karnımı doyurdum
Özneleri özlediğimi belki de hiç düşünmemiştim yıllardır
Her özne yeni bir anlam katarken kelepir cümlelerime
Ben yine sözde kalmıştım kendi öznelerimde bile

Sonra anlamlar yüklemeye çalıştım her cümleye
Her yeni bir cümlede başladım özneleri sözdeleştirmeye
Yüklemsiz kaldım özneler anlamını yitirdikçe
Anlatmaya çalıştığım her şey yarım kalmıştı birdenbire
Anlatamamıştım kendimi bile üç nokta ile biten hayallerde

Zarflara saklamıştım bana anlattığın o hayalleri o küçük evde
Ruhuma göndermiştim birer kısa mektup halinde
Ruhum sığmadı içine yok saydı beni göz göre göre
Hatırlamak için koştum tekrar zarflara gizlenmiş hayallere
Zarfı kapalıydı oysa açamadım parçalanmayan cümlelerde

Öznesiz, yüklemsiz, zarfsız bir zamanda kaybettim kendimi
Kelepir cümlelerim acıtmaya başladı içimi
Bağırmak çağırmak haykırmak isterken içimden geçenleri
Düğümlendi her nefeste boğazımda bir kaç kuruntuluk söz öbeği
Söyleyemedim ne hatırladığımı o günleri ne de özlediğimi seni