Şeytan meleğe batırırken mızrağını iyiliklerinin sancısı yayıldı tüm dünyaya
ve can havliyle tekmelediğinde yerleri melek ayağının ucuyla
kötülüklerin bir sis gibi çöktü ayaklar altına
Mutluluktan uçmanın sebebi havada dolaşan iyiliklerinken
ne zaman ki vazgeçtin başın dik yürümekten
kötülüğe bulandın melekler yüzünden
can sıkıntısına kelepir cümleler kuruyorum hayata karşı... arkama bakmadan yürüyorum ve duruyorum tekrar yürüyorum bu sefer bakıyorum ama hayır gölgem beni hep takip ediyor ve kelepir cümlelerimi bana pahalıya satmaya kalkıyor her düştüğümde ...
29 Kasım 2011 Salı
2 Haziran 2011 Perşembe
Yüklemsiz Öznesiz Zarfsız Zamansız
Geçmişime saklanan bir kaç kelepir cümle ürpertti içimi bugün
Önce çarptı yüzüme sözde kalmış öznelerinin boşluğu
O boşlukları zamanın kırıntılarıyla doldurdum
Sonra geçmişin avuntusuyla karnımı doyurdum
Özneleri özlediğimi belki de hiç düşünmemiştim yıllardır
Her özne yeni bir anlam katarken kelepir cümlelerime
Ben yine sözde kalmıştım kendi öznelerimde bile
Sonra anlamlar yüklemeye çalıştım her cümleye
Her yeni bir cümlede başladım özneleri sözdeleştirmeye
Yüklemsiz kaldım özneler anlamını yitirdikçe
Anlatmaya çalıştığım her şey yarım kalmıştı birdenbire
Anlatamamıştım kendimi bile üç nokta ile biten hayallerde
Zarflara saklamıştım bana anlattığın o hayalleri o küçük evde
Ruhuma göndermiştim birer kısa mektup halinde
Ruhum sığmadı içine yok saydı beni göz göre göre
Hatırlamak için koştum tekrar zarflara gizlenmiş hayallere
Zarfı kapalıydı oysa açamadım parçalanmayan cümlelerde
Öznesiz, yüklemsiz, zarfsız bir zamanda kaybettim kendimi
Kelepir cümlelerim acıtmaya başladı içimi
Bağırmak çağırmak haykırmak isterken içimden geçenleri
Düğümlendi her nefeste boğazımda bir kaç kuruntuluk söz öbeği
Söyleyemedim ne hatırladığımı o günleri ne de özlediğimi seni
Önce çarptı yüzüme sözde kalmış öznelerinin boşluğu
O boşlukları zamanın kırıntılarıyla doldurdum
Sonra geçmişin avuntusuyla karnımı doyurdum
Özneleri özlediğimi belki de hiç düşünmemiştim yıllardır
Her özne yeni bir anlam katarken kelepir cümlelerime
Ben yine sözde kalmıştım kendi öznelerimde bile
Sonra anlamlar yüklemeye çalıştım her cümleye
Her yeni bir cümlede başladım özneleri sözdeleştirmeye
Yüklemsiz kaldım özneler anlamını yitirdikçe
Anlatmaya çalıştığım her şey yarım kalmıştı birdenbire
Anlatamamıştım kendimi bile üç nokta ile biten hayallerde
Zarflara saklamıştım bana anlattığın o hayalleri o küçük evde
Ruhuma göndermiştim birer kısa mektup halinde
Ruhum sığmadı içine yok saydı beni göz göre göre
Hatırlamak için koştum tekrar zarflara gizlenmiş hayallere
Zarfı kapalıydı oysa açamadım parçalanmayan cümlelerde
Öznesiz, yüklemsiz, zarfsız bir zamanda kaybettim kendimi
Kelepir cümlelerim acıtmaya başladı içimi
Bağırmak çağırmak haykırmak isterken içimden geçenleri
Düğümlendi her nefeste boğazımda bir kaç kuruntuluk söz öbeği
Söyleyemedim ne hatırladığımı o günleri ne de özlediğimi seni
14 Mart 2011 Pazartesi
Anason Kokusu ve Rakının Tortusu
Gençlik dediğin elden ne de hızlı geçer derlerdi de inanmazdım.
Anason kokusuna katıp içiyorum geçen yılları,
Yanında da mangalda balık.
Tüm dumanını içime çekiyorum gençliğimin ve sigaramın.
Bahar geldi canlanalım diyor ruhum,
Yanına beyaz peynir ve kavun koyuyorum.
Her nefeste ciğerlerimde baharın kokusu,
Her yudumda bir damla anason bir damla su,
Bak kadehimde duruyor hala rakının tortusu.
Sarhoş oluyorum kuşların cıvıltısında bazen
Ayılıyorum her dikişte kadehi
Gerçekten uzaklaşınca mı dönüyorum özüme
Bilemiyorum gençliğim mi gidiyor ölüme ...
Anlamıyorum duyamıyorum ve soramıyorum rakı şişelerine
Her yudum hayat mı veriyor yoksa zarar mı gençliğime
Düşünmüyorum artık düşünmüyorum vuruyorum şişenin taa dibine .
İçiyorum her gece
İçiyorum seni bıraktığım o evde ...
Anason kokusuna katıp içiyorum geçen yılları,
Yanında da mangalda balık.
Tüm dumanını içime çekiyorum gençliğimin ve sigaramın.
Bahar geldi canlanalım diyor ruhum,
Yanına beyaz peynir ve kavun koyuyorum.
Her nefeste ciğerlerimde baharın kokusu,
Her yudumda bir damla anason bir damla su,
Bak kadehimde duruyor hala rakının tortusu.
Sarhoş oluyorum kuşların cıvıltısında bazen
Ayılıyorum her dikişte kadehi
Gerçekten uzaklaşınca mı dönüyorum özüme
Bilemiyorum gençliğim mi gidiyor ölüme ...
Anlamıyorum duyamıyorum ve soramıyorum rakı şişelerine
Her yudum hayat mı veriyor yoksa zarar mı gençliğime
Düşünmüyorum artık düşünmüyorum vuruyorum şişenin taa dibine .
İçiyorum her gece
İçiyorum seni bıraktığım o evde ...
3 Ocak 2011 Pazartesi
SIZI
Pencereden düşen kar tanelerini izledim bu gece
Sırf sen yanımda yoksun diye
Aldım kadehimi elime kaldırdım şerefine
Pencereden yansıyan kadehe vurdum
Sesin yankısı doldurdu odamı
Belli belirsiz nameler getirdi aklıma her çınlayışta
Bir de belli belirsiz bir sızı her adını andığımda
Sırf sen yanımda yoksun diye
Aldım kadehimi elime kaldırdım şerefine
Pencereden yansıyan kadehe vurdum
Sesin yankısı doldurdu odamı
Belli belirsiz nameler getirdi aklıma her çınlayışta
Bir de belli belirsiz bir sızı her adını andığımda
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)